temel astronot olmuş, kafaya koymuş, güneşe gidecekmiş. dursuna demiş ki "ula dursun ben güneşe gideceğum" dursunda demiş ki "ula demel güneş sıcaktur gidemezsun" temelde durur mu yapıştırmış cevabı "ben akşam gideceğum" ahahakskslslelwfl
Erol bulut yurtdışındaki takımları ziyaret edip, çalışma stillerini öğrenmek ister. Yurt dışına çıkıp m.city'nin antrenmanına gider, guardiola'ya bizden farklı ne yapıyorsunuz antrenmanlarda der, Guardiola da bak şimdi ,biz oyuncuların fiziksel özelliklerin yanında oyunu daha iyi okumaları için zekalarını da geliştirmeye çalışırız, der.
Guardiola yanina ilkayı çağırır, ve ona senin
annenin ve senin babanın çocuğu olup da ,senin kardeşin olmayan kimdir ilkay der. İlkay "benim hocam" der. Erol bulut bu metodu beğenir ve antrenmanda uygulamak ister. İdmanda mert hakanı yanına çağırır, mert senin annenin ve senin babanın çocuğu olup da ,senin kardeşin olmayan kimdir diye sorar mert hakan düşünür düşünür bulamaz, bir gün süre ister, ertesi gün mesut özil'in yanına gider ve ona sorar; senin
annenin ve senin babanın çocuğu olup da ,senin kardeşin olmayan kimdir der. Mesut da benim der.
Mert cevabı öğrenmenin mutluluğuyla erol bulut'un yanına koşa koşa gider ve sorunun cevabını buldum der, evet söyle bakalım mert cevap nedir diye sorar erol bulut. Benim annem ve babamdan olup da kardeşim olmayan mesut özil'dir der. Erol bulut mert hakan'ın bu cevabına sinirlenir salak mısın oğlum cevap ilkay gündoğan der.
Padişahın biri halkının vergiye karşı hangi noktadan sonra direneceklerini test etmek ister. Bunun için vezirlerini çağırır. Vezirleri huzura çıkar, saygılı bir şekilde beklerler. Padişah; "köprülere adam koyun, geçenden bir akçe alsınlar" der.
Aradan bir süre geçtikten sonra Padişah vezirlerine sorar: Nasıl, halk hayatından memnun mudur? Herhangi bir şikâyet var mı?
Vezirler: Hiç bir tepki yok Sultanım!
Padişah: İyi o zaman. Köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!
Aradan bir süre geçmiş, Padişah tekrar sormuş vezirlerine:
— Var mı halinden şikâyet eden?
— Yok!
Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:
— Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni ***!
Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padişah, çağırmış vezirlerini ve "halkı dinleyelim hele bir" demiş. Gitmişler köye, Padişah sormuş: Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikâyetiniz?
Ses çıkmayınca Padişah "Taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikâyeti olan hemen söylesin" diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
—Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!
—Eeee? Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?
— Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz; mümkünse bir adam daha koysanız.
Fıkrayı çoğunuz biliyordur. Ben ülkenin içinde bulunduğu duruma epey benzediği için paylaşayım dedim. Tek fark bizde kimsenin şikayetimiz olup olmadığını sormuyor olması. Sadece bizim üstümüzden eğleniyorlar. Çalıp çırpmayı falan geçtim, yaptıkları açıklamalarla bile eğleniyorlar.
Bir gün velilerin velisi, ulu bir hazret eski bir dostu ile karşılaşmış. Dostu demiş ki "azizim, sana üç kişi getireceğim ve bu üç kişi de kendi alanının en büyükleridir. necidir, kimcidir bulabilirsen senin dergahına üç bin altın bağışlayacağım". Hocaların hocası da kabul etmiş.
İlk gelen adama bakmış demiş ki "bu adam dünyanın en iyi demircisidir!". Herkes şaşırmış çünkü doğru bilmiş. "Nereden bildin ey ulu?" diye sormuşlar. Hazret demiş ki "kolları kesik içinde, yüzü ateşten kızarmış, elleri demirden maviye çalmış. işte oradan anladım."
İkinci adam gelmiş, erenlerin ereni bakmış ve demiş ki "bu adam dünyanın en iyi terzisidir!". Herkes yine şaşırmış, çünkü yine doğru bilmiş. "Nereden bildin maşukların maşuğu?" diye sormuşlar. Üstat demiş ki "ince bakmaktan gözleri allaşmış, iğne iplikten elleri elvan elvan olmuş, üstü başı iplikçikler içinde. işte oradan anladım."
Üçüncü adam gelmiş, gazilerin gazisi bakmış ve demiş ki "bu adam dünyanın en büyük ibnesidir!" Herkes yine şaşırmış, çünkü yine yeniden doğru bilmiş. "Nereden bildin ey hacı?" diye sormuşlar. Hazret dede ak sakalını ovuşturmuş, "yahu bunda bilinmeyecek var, messi'nin formasını giyiyor!" demiş.
%100 gerçek bir kıssadan hisse. evet.